Benim senden ayrı, farklı biri olduğumu kabul et artık! derken kademe kademe sesini yükseltti. Gözlerini kocaman açtı, düşmanlık dolu ve saldırıya hazır bir yabancı gibi bakmaya çalıştı. Bu bildiği kavga pozlarının en etkilisi. Ötesini de bilmiyor, ona bu kadarının yapılması, içine kaçması için yeterliydi çünkü. Ama bavuluna yetmedi, kendi numaralarına kanmayan bir oyunbaz bavulu. Yine konuşup haklı olduğunu anlatmaya çalışıyor. Haklılığı her zaman onun iyiliğini düşünmesinden geliyor, iyiliğini istediği için sonuçta haksız olamaz diye düşünüyor hep. O ise iyiliğin ne olduğunu bir gün oturup konuşmak istiyor bavulla. Ortaokul günlüğünü buldu, orada da aynı hikaye yazılı: iyiliğimi değil, beni düşün!!
Kendimi anlatacağım, kabul ettireceğim diye kendimi kaybediyorum. Neden? Ne zaman böyle oldular?
Tartışamıyor ama çözemiyorlar da. Neden böyle oldu gel konuşalım diyen bir ses yok. Bavulun rutin düzenleme sesleri, onun boşluğa bakma sesi, bavulun herkesin ne yapıp ettiğini kontrol etme sesi ve bazı sessizliklerin sesi var. Ama “hadi konuşup çözelim” sesi hiç yok!
Bu nasıl bir sevgi? diyor ama anlamıyor çünkü kendini anlatan bir bavul değil onunki.
Bavulun bir parçasıymışım gibi… Artık kavga etmeyeceğim. diyor sonunda. Öyle olmadığını anlaması için, en azından can(lar)ı yanmasın diye bavuldan ayrılıyor.
Başkasının bavulu olmadan, kendine başka bavul bulmadan yaşamaya çalışacak.